top of page
dgünüme.png
dgünüme.png

"Efendi’nin zihninde durmadan bir alıntı; hangi ciltten, hangi fasıldan olduğu belirsiz bir yazı parçası yükseliyor. Suda bir türlü batmayı beceremeyen kesik kelleler gibi inatla bir inip bir çıkıyorlar. İsmail Maşukî’nin ve diğerlerinin vücutlarından ayrılmış başlarının Ahırkapı’dan Rumelihisarı Kayalar Mescidi’ne kadar bata çıka ilerleyişinden beter bir inat. Akla gelenlerin birbirlerine nasıl ve hangi yolda seslendikleri de belirsiz. Efendi’ye birbirinin yerini alan görüntüleri seyretmekten başka yapacak şey kalmıyor."  YKY Şubat 2024

baharabirhediye-400x622.jpg
baharabirhediye-400x622.jpg

"Arkasında bir yerden, biraz uzaktan onu seyrediyorum. Körfez görünmüyor. Firdevs körfez tarafına sırtını dönmüş ve orada olduğuna inanamıyor. (...) Bu eller, bu gövde ve bu gözler şimdi buradalar, sırtımı dayadığım taş burada ve sırtım burada diye tekrarlamak gerekir. İçime çektiğim hava buraya ait ve ciğerlerim buranın havasını işliyor, kanım buranın havasıyla tazeleniyor. Bunları birkaç kez tekrarlamak gerek. Firdevs de tekrarlıyor. Tekrarlama, mekânı yavaşça bizim kılar. Buna artık vuslat diyebiliriz."  YKY Ocak 2022

gemide-yer-yok-kap-400x622.jpg
gemide-yer-yok-kap-400x622.jpg

“Bu durumda sokaktaki bilinmez ve düşman gölgelerden biri de ben olurdum. (...) Kargaşanın asli bir unsuru olarak, kargaşanın öznelerinden biri olarak sarhoşluğa doğru sürüklenerek bilinçsiz de olsa yıkımı hızlandırmaya uğraşırdım. Bunun canlılık ve hayatiyet olduğunu kabul ediyorum ama bunların hiçbirisini yapamıyorum, hatta şu kadını bile sürükleyip dışarı atamıyorum, yaşamın kurallara göre aktığı fikrine sarılmaya devam ediyorum. Geçmişe ve kurallara sarılmak ölümcüldür.."  YKY Mart 2019

2020 Yunus Nadi Roman Ödülü

zaman lekeleri.jpg
zaman lekeleri.jpg

"Bedriye İstanbul’un yaklaştığını düşünüyor. Yeni bir hayatın olanca kasvetiyle yaklaştığını düşünüyor. Yeni hayatın nasıl bir şey olacağını düşünüyor. Yeni bir hayat diye bir şey elbette ki yok. Onun yerine kişilik adı verilen, çember gibi, kavanoz gibi kahrolası bir şey var. Hep aynı hataların yapılması, aynı doğruların imkânsızlığı, aynı engeller takılıp tökezlenilmesi diye bir şey var." YKY, Mart 2018

2019 Notre Dame de Sion Edebiyat Ödülü

magda-dondugunde-7265.jpg
magda-dondugunde-7265.jpg

"Dünyadan uzaklığın dile gelmez bir kederi var. (...) Ama dünyasız da yaşanıyor. Dünyasız da bir hayat kurulabiliyor. Kasaba dışında ta çöle kadar uzanan pamuk tarlalarının kum deryasına saldırısıyla ve kumun direnişiyle düğümlenmiş bir dünya. Nefes almaya çalıştı, derin bir nefes. “Vabkent üzerine bir şiir yazılamaz” diye söylendi. Dünyasızlık üzerine bir şiir yazılamaz. Böylesine iddialı bir hükme varmak gülümsetti. Öğretmen okulunda yazdığı kırık dökük şiir denemelerinden herhangi birini hatırlayabilmek mümkün değil. Hem hatırlanmasalar daha iyi. Dünyasızlık şiiri de kavurur." YKY, Nisan 2015

2016 Ankara Üniversitesi Roman Ödülü

IMG_20200818_230330.jpg
IMG_20200818_230330.jpg

“Kimi zaman belirsiz karşılaşmaların kaderin işi olduğu söylenir. Öte yandan nerede kaderden ve insan özgürlüğünden konuşuluyorsa orada şeytanın zillerini şıngırdatarak, ayaklarını ardı ardına asfalta vurarak zıpladığı da söylenir.” YKY Ağustos 2020; İlk baskı Ayrıntı, 2013.

önceki çağın akşamüstü  yky kapak.jpg
önceki çağın akşamüstü  yky kapak.jpg

“Yenilmişlik, gerçeklikle karşılaştırılmayacak kadar hayat doluydu. Ceyda'yı bu akşam görmem mümkün değil. Boş bir umuda kapılarak hayal kırıklığı yaşamamak için durmadan bunu tekrarlıyordum. Bir pavyon kadınını merak edip durmakta bilinmedik bir dünyaya ait tamamen karanlık bir büyü vardı. Zamanı ve hareketi unutarak şiddetlenen yağmurun altında yürüdüm durdum. Sanki içimdeki bir tomurcuk ısrarla Ceyda'yı işaret ediyor, o dayak yediğim gün bilgisayar başında hissettiğim taze sıcaklığı hatırlatıp duruyordu." YKY Haziran 2019; İlk Baskı; Ayrıntı, 2012.

 

gecelerin_en_güzeli.jpg
gecelerin_en_güzeli.jpg

"Yıpranmış gezegen, güneşin etrafındaki biteviye dönüşünde bir kez daha zifiri fısıltılarla yüklü kışlağına doğru yaklaşıyor. Kuzey ülkeleri gecenin kaçınılmazlığını çaresizce kabullenerek iyiden iyiye üşüyorlar. Tüm âlem farkında acımasız kışın ve gelen upuzun gecenin. Diğer gezegenlerin de pek umurunda değil karanlığın giderek yoğunlaşması. Güneş hiç umurları değil. Ağaçların göğe uzanan çıplak dallarının, dağların ve hatta ormanların içinden aya doğru uluyan kurt sürülerinin de takvimlerdeki günlerden haberi yok." YKY, Ağustos 2018;  İlk Baskı: Literatür, 2007.

 

sürgün ruhun rüya defteri.jpg
sürgün ruhun rüya defteri.jpg

"O  yıl, bir türlü bitmek bilmeyen dönüşlere hükümlü sonsuzluğun ilk yılıydı. (...) Ürkünçlüğü ve suskunluğuyla öbürlerinden hemen ayrılan, üzerinde bir tanecik ağacın bile bitmediği, taştan dağın eteklerinde daha önce oraların hiç alışkın olmadığı kadın erkek, çoluk çocuk tuhaf bir topluluk bekleşip duruyordu. Zaman zamanı, günler günleri kovalıyor, yakıcı güneşin ve dondurucu gecelerin altında kaderimizde yeni bir sayfanın açılmasını umutla bekliyorduk. Bekleyiş uzadıkça endişe de arsız bir bitki gibi serpilip gelişiyordu."  YKY, Mayıs 2017; ilk baskı Literatür Mart 2006.

561729.jpeg
561729.jpeg

"Keçi... İnsanlığın en eski dostlarından biri. İlk evcilleştirilen hayvanlardan biri. Ancak keçinin gerçekten evcilleşip evcilleşmediğine karar vermek biraz zor. O hem biraz evcildir hem de değildir. Hem insanla iç içe bir yaşam sürer hem de aslında başına buyruktur. Keçi güdülemez, sürünün liderini izler o kadar. Tabii o da yaşlı bir tekedir. İnsana olan bu yakınlığa karşın daimi hissedilen uzaklık keçiyi hep kuşkulu kılar: İnatçı, başına buyruk, bazen de anlaşılmaz."

YKY 2014

 

bottom of page